Hızlı ulaşabileceğimiz şekilde verileri depolamayı başardıktan sonra bu verileri kullanmaya başladık. Anlık uyarılar, acil durumlar, iyileştirmeler, A/B testleri ve insanlığın aklına gelecek her şey bu büyük veri ambarıyla -yeterli seviyeye geldiğinde- yapılabilir.
Peki büyük veriyi araştırmaya başladıktan sonra sık sık duymaya başladığımız "makine öğrenmesi" nedir?
Dünyada akıllı şehirler başlığı altında gelişen ve yeni dünyaya adapte olan şehirler oluşmaya başlıyor. Haliyle bu teknolojik ve sosyolojik vizyon değişikliğini bizler de yaşadığımız büyük şehirlerde görmek istiyoruz.
Büyük Veri, birçok özel terim içerir. Veriler ile çalışmaya başlamadan önce bu dünyada nasıl konuşulduğunu öğrenmek gerekiyor.
Veri biliminden en iyi şekilde yararlanmanın ilk adımı, terminolojinin en temelini anlamaktır.
Teknolojik açıdan da benzerlik gösteren bu dillerin bir çok ortak yönü var, ancak hangi işi yapacağınıza karar verirken göz önünde bulundurulması gereken önemli farklılıkları da mevcut.
Hızlıca açıklamak gerekirse bir veri hakkındaki detayları saklayan veriler diyebiliriz. İçinde sadece rakamların olduğu tablonun öz-verilerinden birisi bu tablonun nümerik veri tipine sahip olduğudur. Yani veri tipi bir öz-veri (meta data)'dır.
Bu hafta rastladığım 2013 yılında yazılan bir blog yazısında, Clickstream analizinin hiç de bugün ki kadar kolay yapılmadığını gördüm. Clickstream konusunda 5 yıl içinde gelinen noktayı ve Clickstream'in tam olarak ne olduğunu bu yazıda anlatacağım.
Excel tablolarında tuttuğumuz gelir gider kayıtlarından, yüzümüzdeki hatların aldığı biçime kadar her şey analiz edilebiliyor. Hatta mutluluk ve stres oranımız. Belki de çok yakında düşüncelerimiz..
Veri analizi konusuna başlarken Microsoft Azure gibi analiz araç platformlarına göz gezdirmekte fayda var. Ben direkt olarak "Azure Bulut Hizmetler Dizini"ni incelemenizi öneriyorum.
Veri toplamanın ve işlemenin bir çok yönden fayda sağlayacağını biliyoruz. Şirketlerin büyük veriye neden yatırım yaptıklarını ve onu işleyip nerelerde kullandıklarını mevcut kaynaklardan öğreniyoruz.
Örneğin Bernard Marr'ın 45 şirketin büyük veriyi nasıl kullandıklarına dair kitabını okuduğumuzda ABD'nin ülkeyi yönetmek için büyük veriyi kullandığını görüyoruz.
Büyük verinin ne olduğunu anlama aşamalarındayız. Teknik tanımlar, mizansenler veya çeşitli hikayelerle bilenler bilmeyenlere big data'dan bahsediyor.
Ben de big data nedir? sorusunu ilk sorduğumda; pratikte nasıl kullanıldığını, yardımcılarını ve kullanım alanlarını görmem gerektiğini fark etmiştim.